YAZI - YORUM!
Sadece 1 galibiyeti bulunan, kümede kalma mücadelesi veren Şile Yıldızspor'u kendi saha ve seyirci avantajımıza rağmen 1-0 yenene kadar dokuz doğurduk.
Yeneriz...
Yeniliriz...
Sahada hırs ve mücadele bekleriz.
Puan olmazsa, sahadaki ruha gene seviniriz.
Taraftara hiç güven vermeyen İsmail Güldüren ile, futbolcular arasındaki tehlikeli gerginlik devam ediyor.
Birlik beraberlik adına İsmail Güldüren bir arpa boyu yol alamamış.
Ders çıkarmamış.
Öz eleştirisini yapmamış.
Futbolcular gol sonrası ilk defa top yekün yedek kulübesine geliyor.
İsmail Hocalarını çağırıyorlar.
Hoca gol sevincine bile eşlik etmiyor.
Edemiyor.
İçinden gelmiyor!
Sahada kaldığı sürede iyi futbol oynamış bir futbolcu, oyuncu değişikliği esnasında hocasına sadece bakıyor.
Bakışlarıyla;
"Beni neden aldın" diyor.
Hoca da tribünlerden duyulacak şekilde yüksek perdeden;
"Geç lan yerine" diyor.
Güven vermiyorsun.
Sana inanmıyoruz.
Taraftar sinir küpü...
Futbolcular gergin...
Yönetim diken üstünde...
Çaresi;
Huzur.
Kan değişikliği.
Birlik beraberliğin sağlanması.
İsmail Hoca'nın takıma ve camiaya verebileceği hiç bir şey kalmamış.
Bundan sonrası zarar, ziyan.
İtip kakmayla, zar zor gelen galibiyetlerle hedefimize ulaşmak imkansıza doğru gidiyor.
Hazır kazanmışken...
Taraftar seni göndermeden...
İstifada bir hizmettir.
İsmail Güldüren istifa!
Yarın sorarlar!
Sen kimsin?
Başarın ne?
Bu egon kime?
Neden mavi lacivert giymiyorsun?
Kendi kurduğun takımınla alıp veremediğin ne?
Kulübüye neden saklanıyorsun?
Nasıl lidersin?
Sorarlar da, sorarlar.
Sordurma.
Gereğini yap.
Saygılarımla...