ZEKİ ŞAN


OSMANLI DEVLETİ ALEYHİNE FAALİYET GÖSTEREN NİLİ CASUSLUK ÖRGÜTÜ-2

.


OSMANLI DEVLETİ ALEYHİNE FAALİYET GÖSTEREN

NİLİ CASUSLUK ÖRGÜTÜ-2

 

NİLİ’nin Deşifre Edilmesi

NİLİ’nin çökertilmesinde büyük mesai harcayan Yüzbaşı Cevat Rifat Bey, NİLİ’deki çorap söküğünün Nasıra’da yakalanan casuslarla başladığını vurgulamaktadır.

Osmanlı istihbaratının Yossef Lishansky’yi yakalamak maksadıyla Filistin genelinde geniş çaplı bir arama tarama faaliyetine girdiğini göstermektedir. Bu takibata mahalli idarecilerin de katkı sağladığı anlaşılmaktadır. Yossef Lishansky, Yafa kazasına bağlı Abonkara mevkiinde yakalanmıştır. Lishansky’nin ilk sorgulamasında NİLİ hakkında önemli bilgilere ulaşılmıştır. Lishansky, siyasetle alakadar olmadığını, kendisi ve arkadaşlarının Filistin’deki Yahudilerin ahvalinden Mısır’daki Yahudi ricalini düzenli olarak bilgilendirdiğini belirtmiştir. Ayrıca, ileride değinileceği üzere, Filistin Yahudilerinin gizli bir savunma teşkilatı olan Hashomer Cemiyetini ifşa ederek bir fesad unsurunun yok edilmesine ön ayak olmuştur. Lishansky’nin verdiği bilgilerden biri de yerli Hristiyan Arapların Osmanlı aleyhtarı casusluk faaliyetleri olmuştur. Buradan, Hristiyan Arapların bir çok komiteye ve 23 kadar “muhtelif vesait-i muhabere”ye sahip olduğu ve Filistin sahillerinde dolaşan İngiliz gemilerinde bu komitelere bağlı çok sayıda yerli Hristiyan’ın bulunduğu anlaşılmıştır. Bunun üzerine Halep, Şam, Beyrut vilayetleri ile Kudüs müstakil mutasarrıflığı dahilinde “gayet vasi miktarda taharriyat, tevkifat ve takibata” başlanmıştır.

Yossef Lishansky ve Naaman Belkind, Şam’da Divan-ı Harbi Örfi’de yapılan yargılamanın ardından Esrar-ı Askeriyeyi İfşa ve Casusluk ve Hıyanet-i Harbiye Hakkında Muvakkat Kanunu’nun 14. Maddesi’nin 5. Fıkrası’na göre asılarak idam edilmiştir.

Bunlarla ilişkili olarak tevkif edilen 60 kişiden 14’ü değişik cezalara çarptırılırken kalan 46 kişiden de zanlı olmayanlar polis gözetimi altında serbest bırakılmıştır. Zanlı olanlar da kıtaata verilmek üzere İstanbul’a sevk edilmiştir.

Mişel Erzah ismindeki bir NİLİ casusundan düşmanın askerî varlığı, taktik ve strateji planlarına dair hayati bilgilere ulaşılmıştır. Buna göre, İngilizlerin Mısır Seferi Kuvvetleri Komutanı General Edmund Allenby, maiyetinde biri Fransız diğeri İtalyan erkan-ı harbiyesi ile Kahire’de Savoy Oteli’nde ikamet etmekteydi. Mısır’da 20 bin acemi neferin sürekli “talim ve terbiye” edildiği büyük bir talimgah mevcuttu. Eğitilen askerler, iki üç ayda bir Gazze Cephesi’ne sek edilirken, yerlerine aynı miktarda “efrad-ı cedide” gelmekteydi. İngilizlerin su sorunu yoktu. Mişel Erzah’ın verdiği bilgiler, İngilizlerin Gazze Cephesi’ne yönelik muhtemel bir harekatının hazırlık safhasını da yansıtmaktaydı. İngilizler, Gazze Cephesi’nde Türklere karşı şiddetli bir taarruz planlamaktaydı. Bunun için Selanik’ten getirilen 10 bin kadar asker, savaşmaktan kaçındığı için memleketlerine geri gönderilmişti. İngilizler, son hücumda kullanmak üzere pamuk yağından üretilmiş bir kızgın yağ hazırlamaktaydı. Bunun için Mısır’da bulunan pamuk yağlarını toplamaya başlamıştı. Bu yağ, siper savaşlarında makinelerle Osmanlı kıtaatı üzerine fışkırtılarak sonuca gidilecekti. İngilizler, Gazze Cephesi’ndeki hava filosunu takviye etmekteydi. Amerika’daki Ermenilerin oluşturduğu yaklaşık 13 bin kişilik bir askerî kıt’a, talim ve terbiye maksadıyla İskenderiye’deki talimgaha gelmişti. Bunlar, eğitimlerini tamamladıktan sonra Kıbrıs’a sevk edilmekteydi. İngilizler, Mısır’da Sünusilere karşı kesin bir zafer kazanamadığı için burada ciddi miktarda bir askerî birlik bırakmıştı. Ayrıca İngilizler, asi Şerif Hüseyin’e iki milyon liralık bir yardım yaparken onun gerekli levazımatını da sağlamaktaydı. İngilizler, esir alınan Arap zabitandan isteyenleri Şerif Hüseyin’in hizmetine göndermekteydi. İngilizlerin Şam ve Halep’te “gayet mühim ve emin vesait-i istihbariye”si mevcuttu fakat henüz bu hususta ayrıntılı bilgiye ulaşılmamıştı.

Hashomer Cemiyeti’nin Faaliyetleri

Yossef Lishansky’nin sorgusunda Filistin Yahudileri tarafından kurulan ve varlığını uzun bir süre gizleyen Hashomer Cemiyeti de deşifre edilmiştir. Lishansky, adı geçen cemiyetin eski üyelerindendi. Her ne kadar Hashomer’le NİLİ arasında Filistin Yahudilerinin liderliği hususunda bir anlaşmazlık olsa da Türklere karşı iki örgütün mücadele birliği içinde olduğu bilinmektedir.

Osmanlı Devleti’nin Karşı Önlemleri

Osmanlı Devleti, 3 Ağustos 1914 tarihinde seferberlik ilan ederek güvenlik riskinin olduğu bölgelerde Divan-ı Harbi Örfiler kurmuştu. İster savaş döneminde ister normal şartlarda

casuslukla ilgili davalar bu mahkemelerde görülecekti. Osmanlı Devleti’nde casuslukla ilgili suçlar Askerî Ceza Kanunu kapsamında yargılamaya tabi idi. Fakat bu kanun, casuslukla mücadelede yeterli değildi. Dolayısıyla bazı kanuni düzenlemeler yapma ihtiyacı doğmuştu. Osmanlı hükûmeti, Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın talimatı doğrultusunda 29 Ekim 1914 tarihinde çıkardığı “Esrar-ı Askeriyeyi İfşa ve Casusluk ve Hıyanet-i Harbiye Hakkında Askerî Ceza Kanunu’na Müzeyyel Kanun-u Muvakkat”ı 4 Kasım 1914’te yürürlüğe soktu. Aynı gün Osmanlı Devleti, Karadeniz’deki Rus limanlarını bombalayarak Birinci Dünya Savaşı’na girdi. Düşman casusluğu ve yaratması muhtemel güvenlik endişesi, Osmanlı Devleti’ni daha savaşın başından itibaren teyakkuza geçirmişti. Savaş sırasında askerî birliklere casusluğa karşı uyanık olunması yönünde uyarılar yapılmaktaydı. Bunlar arasında “Ordu komutanı” imzasıyla birliklere dağıtılan bir genelgede şu ifadeler dikkat çekmekteydi:

Casus sizi dinliyor

Konuşurken sözlerinize ve haktan görünüp sizi sorguya çekenlere dikkat ediniz. Askerlik bilgilerinize dair ağzınızdan kaçacak bir kelimeyi biliniz ki düşmana gider ve sonra bu tek kelime yüzünden bin asker kardaşınızın yokdan helakına sebep olur. Ve bu tesirayla vatanınıza ihanet etmiş olursunuz. Bunun için söz arasında veya sizden söz edenlere aile ve akrabanız dahi olsa:

1. Nereden gelip nereden gittiğinizi kıtanızın nerede bulunduğunu,

2. Gerek mensub olduğunuz ve gerek mensup olmayarak öğrenmiş olduğunuz kıtaların numaralarıyla her birinin kaç askerden, kaç top ve tüfenkten, kaç tabur, kaç fırka kol ordudan birleştiğini ve bu kıtaların kumandan isimlerini

3. Gerek bizzat içine girdikleriniz ve yakınlardan işittiğiniz muharebe hikâyelerini

4. Gerek yanınızda ve gerek evvelce kullandığınız silah ve cephanelerin mikdarıyla ne cinsden olduklarını katiyyen söylemeyiniz ve size bunları söyletmek isteyenleri hemen yakalayup ma fevkiniza veya jandarma, polis memurlarına casus diye teslim ediniz.

Eğer bu emirlere dikkat etmediğiniz görülür ve işitilirse düşmana sır kaçırmış gibi tevkif olunup divana çekilirsiniz.

Ordu kumandanı

Arşiv belgelerine bakıldığında Osmanlı Devleti’nin NİLİ casuslarını 1917’nin başlarından itibaren fark etmeye başladığı görülmektedir.

1. Ekseriya karanlık gecelerde düşman tarassud gemileri sahile adam çıkarıyorlar. Bu adamlar, sahilde belirlenmiş yerlerde bazı adamlara muharreratı bırakıp tekrar gemilere dönüyorlar.

2. Düşmanın dahilde casusları vardır. Bunlar “ahval-i umumiyeye dair malumatı havi mektupları” gizlice sahilin belirlenmiş noktalarına bırakıyor ve hariçten kendilerine gelen evrakı da aynı noktalardan alıyor.

3. Düşman, gerek çöl cephesinden kara yoluyla, gerek geceleri denizden getirdiği casusları memlekete sokabilmektedir.

4. Düşman, casusluk için çöldeki bedevilerden istifade etmektedir.

Cemal Paşa, gayet sert tonlamalı bir üslupla kaleme aldığı talimatta casusluk örgütüne karşı bir dizi önlem alınmasını istemekteydi.

Buna göre;

1. Sahil mıntıkasını muhafaza eden kıta’at, “kemiyet ve keyfiyet itibarıyla gayr-i kafi”dir. Sahili gözetleyen postalar pek seyrektir ve düşmanın faaliyetlerini durdurmak için alınan tedbirler yetersizdir. Sahil Cephesi’ndeki emniyet tedbirleri sıkılaştırılacak. Her kolordu, kendi sahil mıntıkasının güvenliğini sağlayacak. Alınan tedbirler, sür’atle ordu kumandanına bildirilecek. Sahil güvenliğinden kumandanlar sorumlu tutulacak ve bu hususta kusuru görülenler “idam” edilecek.

2. Güneşin batmasından bir saat sonrasından itibaren sahile giden yolların kullanılması yasaklanacak. Zaruri durumlarda geçişler, jandarma veya polislerin refakatinde sağlanacak. Bu yasağı ihlal edenler, divan-ı harb-i örfiye verilecek. Kolordu kumandanlıkları, bu yasakları derhal ilan edecekler. Şehirlerin ve kasabaların muvasalatı hariç olup bunların sınırları ilan edilecek.

3. Türk Kuvve-i Seferiye Kumandanlığı, Çöl mıntıkası dahilinde bizim tarafımızdan düşman tarafına, düşman tarafından da bizim tarafımıza geçişleri önleyecek. Bunun için bir “mıntıka-ı memnua” ile bir “mıntıka-ı meşru’a” ilan edilecek. Geçişler, bir vesika ile sağlanacak.

4. Gündüzleri balığa çıkanların sandalları, geceleyin muayyen mıntıkalarda “taht-ı nezarette” bulundurulacak. Bunların uygulanmasından mıntıka kumandanlıkları sorumlu tutulacak.

Osmanlı Devleti’nin casuslukla yaptığı mücadele yöntemlerinden biri de karşı casusluk biriminin oluşturulmasıydı.

Düşman tarafına casuslar sokularak istihbarat toplandığı görülmektedir, Kıbrıs’a gönderilen bir casusun şişeyle gönderdiği rapordan, Kıbrıs Adası’nda Ermeni muhacirlerinden oluşan 1200 kişilik bir askerî varlığın dışında başka asker olmadığı, Tartus Adası’nda 200 askerin bulunduğu ve adanın etrafının torpillerle çevrelendiği anlaşılmıştır[46] . Yine, Cemal Paşa’nın Siyonist ve Arapların bağımsızlık cereyanlarına karşı Yafalı Mehmed Eş-Şafti Efendi adında bir Arabı karşı casus olarak kullandığı bilinmektedir. Avrupa’nın muhtelif ülkelerinden ziyaret amaçlı olarak Filistin ve Suriye’ye gelen bazı Yahudiler, NİLİ’nin gönüllü elçileri gibi faaliyet göstermekteydi.

Düşman hesabına çalışan NİLİ ve diğer örgütlere mensup casuslar, Esrar-ı Askeriyeyi İfşa ve Casusluk ve Hıyanet-i Harbiye Hakkında Muvakkat Kanunu’na göre yargılanmıştır. Arşiv kayıtlarına göre, çok sayıda casusun aynı maddeye dayalı olarak cephe veya bölge divan-ı harb-i örfileri tarafından infaz edildiği anlaşılmaktadır.

Kimliği ve suçları tespit edilen fakat yakalanamayan casuslar da gıyaben idama çarptırılmıştır. Osmanlı Devleti’yle iyi ilişkiler içinde olan bazı devlet mensubu casusların affedildiği veya cezalarının hafifledildği anlaşılmaktadır.

Casuslara hükmonulan cezalardan biri de sürgündü. Suçu sabit olan fakat idamı gerektirmeyen suçlular, Anadolu’da Konya, Kayseri ve Sivas gibi şehirlere gönderilmekteydi. Bunlardan bazılarının sonradan geri dönmelerine izin verilirken, bazılarının geri dönmesi kesin bir dille yasaklanmıştı.

Osmanlı Devleti’nde faaliyet gösteren yabancı bazı devlet kurumları, Osmanlı aleyhtarı casusluğun bir parçası olarak NİLİ örgütüyle işbirliği içindeydi. Özellikle konsoloshaneler, kanunların verdiği dokunulmazlığı da suiistimal ederek örgüte istihbarat sağlamaktaydı. Osmanlı hükûmeti, buralarda çalışan devlet memurlarının memuriyetinin kaldırılması yönünde ilgili devletler nezdinde girişimde bulunmaktaydı.

SONUÇ

NİLİ casusluk örgütü, 1915’te kurulan NİLİ casusluk örgütü, 1917 yılının başlarına kadar Osmanlı istihbaratından gizlenmeyi başarmıştır. 1916 ortalarında Aaron Aaronsohn’a Avrupa’ya bilimsel amaçlı seyahat vizesi veren Osmanlı makamları, Aaron’un Siyonist hedefler peşinde koştuğunun farkında değildir. Aaron’un Mısır’da İngiliz istihbarat üssünde Filistin’deki casusluğu idare ettiği anlaşıldığında Aaron için yapılacak bir şey kalmamıştır. Cemal Paşa’nın 1917’nin Mart ayına tarihlenen istihbarat çalışmasında, Filistin’de Yahudilerce idare edilen gizemli bir casusluk şebekesi tümüyle ortaya konulmuştur.

Osmanlı istihbaratı, 1917’nin sonlarında NİLİ’nin kurucu kadrosunu büyük ölçüde deşifre etmiştir. Sarah Aaronsohn’un Aaron Aaronsohn’un “kızı” olduğu yanılgısına varılsa da ikilinin casusluk işlerindeki stratejik ilişkisi çözülmüş durumdadır. Osmanlı Polisi, Sarah’ın Haim Abraham’la olan evliliğine ve onun Yosef Lishansky’nin metresi olduğuna kadar örgütün komplike ilişkilerine vakıf durumdadır.

Lider kadrodan Yosef Lishansky ve Naaman Belkind’in yakalanmasıyla birlikte NİLİ ve bağlantıları hakkında önemli bilgilere ulaşılmış, Özellikle, Yosef Lishansky’den elde edilen bilgiler, diğer ayrılıkçı Yahudi örgütlerinin deşifre edilmesine büyük hizmet etmiştir.

Araştırma ve kaynaklar açık kaynak internet sitelerinden yapılan incelemeler neticesinde derlenerek hazırlanmıştır. 20.05.2025

  • BIST 100

    9356,04%-1,26
  • DOLAR

    39,03% 0,29
  • EURO

    44,34% 0,70
  • GRAM ALTIN

    4222,70% 2,42
  • Ç. ALTIN

    6731,05% 1,32
  • Cuma 26.6 ° / 12.6 ° Güneşli
  • Cumartesi 26.3 ° / 12.2 ° Güneşli
  • Pazar 30.8 ° / 14.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Kütahya

23.05.2025

  • İMSAK 03:47
  • GÜNEŞ 05:33
  • ÖĞLE 13:02
  • İKİNDİ 16:56
  • AKŞAM 20:21
  • YATSI 21:59