KARTSIZ YAŞAYAMAM
Bir sürü kolikler var, mesela alkolikler, mesela kumar kolikler örnekler çok, ama günümüzün kolikliği KART KOLİKLİK.
Herkes kartlı yaşam içinde debelenip duruyor çok az kesime kolaylık ama pek çok kesiminde nefes borusu. Ha borç mu Allah kerim haldeyiz, herkes borçlu, koskoca ABD bile borçlu diyenler kendini avutuyor ama günün birinde duvara toslayınca anlayacağız.
Aslında dünya da böyle sadece bizde değil, kartlı yaşam biçimi doğru biçim ama doğru kullanılırsa. Nakit paranın kalkacağı ve hayatımızı kredi kartları ile idame ettirceğimiz söylenince hah şöyle dedik. Ama dediğim dedik, çaldığım düdük oldu. Dünya ülkelerinde kart kolaylık ama bizde kart yaşam tarzı. Hayatı idame ettirmemin yolu katttan geçiyor. Kartın kuralları olması lazım. Ama bizim bankalar borçlu müşterileri sevdikleri için , ne kadar borçlu o kadar iyi müşteri hatta düzenli ödeyenleri sevmediklerini bile söyleyen bankacılar var.
Önüne gelene kart dağıtan bankalar asgari ücretliye bile 3 katı olan 10 bin limit vererek adeta borçlanmaya teşvik ediyorlar. Herkeste en az iki kredi kartı var, hatta 3-5 olanlar bile var. Ama sonuç Ahmet in külahı Mehmet e misali o karttan çek bu karta yatır düzeni. Bakınız böyle bir yaşam biçimi hiçbir yerde yok, fakat bizim Türkiye nin yaşam tarzı böyle. İnsanlar aslında ekonomik olarak bitik olunca karta yükleniyor adeta borç yiğidin kamçısı diyerek günü kartla kurtarıp yarınları tehlikeye atıyoruz. Plastik para dediğimiz kredi kartları aslında kolaylık ama doğru harcanırsa ve kontrol edilebilirse kolaylık ancak 5 lira maaşlı 10 lira borçlanıyorsa orada terslik var demektir. Kart batağı arttıkça sevinenler elbette bankacılar çünkü donumuza varana kadar alacakları günü bekliyorlar.
Kart kültürü olamayan bizlerin harcama yaparken çılgınlıkta sınır tanımıyoruz. Daha birkaç gün önce çarpıcı bir açıklama geldi. Aslında bu açıklama içinde olduğumuz derin bir ekonomik krizin göstergesi idi. Sadece bizim değil, hükümetinde ders almak lazım. Açıklama şöyle, Kredi kartı borçlusu 3, 5 kişi değil üç buçuk milyon kişi takibe düşen ise 500 bin . Yani 4 milyon kişi borçlu bu rakam aileleri ile çarpılınca 10 – 12 milyon kişi demek yani nüfusun 5 te biri batık. Bu korkunç tablo bankerleri sevindirirken hükümeti üzmesi gerek. Ekonomik çıkış yolu bulması gereken bir idare var ve buna seyirci kalmak mümkün değil. Bir an önce kartlara yeni düzenleme getirilip peynir ekmek gibi kart dağıtımını önleyip, uzun vadeli yapılandırma ile çözüm üretmesi gerek.